Başlığı okuyunca eminim herkes benden nicel verilere dayalı bir analiz yöntemini anlatmamı beklemiştir. Evet bir analiz yönteminden hem de en önemli gördüğüm Faktör Analizinden bahsetmek istiyorum. Açıklayıcı ve doğrulayıcı faktör analizi şeklinde iki türü vardır. Birincisinde elinizdeki tüm soru ve sorunları en az sayıda kategorilere indirger ve öyle çözümler veya yorumlarsınız. Ya da daha önce literatürde ya da hayatta birileri kategorize etmiştir siz de onun teyidini sağlarsınız. Doğrulanmıyorsa nedenlerini araştırırsınız.
Tıpkı hayatın ve insanların karmaşası gibidir faktör analizi. Aslında kişiler baştan soru ve sorunları kısıtlı sayıda tutabilmeyi başarabilselerdi belkide 1904 yılında Charles Spearman isimli istatistikçi böyle bir yöntem geliştirmeyecekti ve üstüne 1992 yılında Lee ve Comrey daha sağlıklı sonuçlar elde etmek için daha ne kadar deneyim (örneklem) elde etmemiz konusunda bir varsayımda bulunmayacaktı.
İnsanlar birbirlerinin tahmin edilen ve beklenen tutumlarına uygun faktörlerle yaklaşsa, eigenvalueslarını (öz değerlerini) birin altına düşürmese, scree plotlarında fazla sayıda kırılmaya neden olmadan az sayıda bırakıp anlamlı bir sonuç elde edilmesini sağlasa ve diğerlerine de tüm bu sonuçların daha fazla karışıklık olmadan yorumlayabilme şansı tanısa…
Farklı yöntemlere (PCA, PAF) duyarlılıklar hesaba katılabilse ve tartıp biçmeden harekete geçilmese…Güvenilirlikler ölçülebilse… Aslında ne çok veri ve bilgi kaybımız var… Ölçmek, analiz etmek ve yorumlayabilmek belkide yaşamamız olası daha bir çok kaybımızı azaltacaktır…
Sırayla ele al; sorun çıkartma demelerine rağmen soru ve sorun sayılarını artmasını beklemeden her fırsatta analizle çözümleyip sonra diğerlerine yelken açılabilse. Ah ne hoş olurdu…
“Bir cami yaptırsam diyorum, assam minarelerinin arasına bir mahya, yazsam dünyayı güzellik kurtaracak diye.
Slogan olarak kalmasa ama, inansa insanlar güzelliğin gücüne; tanrının lanetine, obur dun yanin ödüllerine inanmak yerine. Baki kalan bu kubbede bir hoş seda çıkarmaya çalışsak, ufacık kazançların pesinde ömürleri tüketmek yerine.
Budalaca inansak bu söze ve Sait Faikçe eklesek ” DÜNYAYI GÜZELLİKLER KURTARACAK ve HER ŞEY İNSANI SEVMEKLE BAŞLAYACAK” diye.”
“
KalitEce's Blog 