“Yaşlandığımız için oyun oynamayı bırakmayız, Oyun oynamayı bıraktığımız için yaşlanırız.” George Bernard Shaw
Ve sanırım Oğuz Atay ; “Hayatın bir oyun olduğunu en büyük hazinemizin aklımız olduğunu unutmayalım” derken annelerimizle tanışmış olmalı.
Yaşamımız boyunca oyunlarıyla bizi inşa eden oyuncuları ( gamers) ve kriz anında en iyi oyun değiştiricileri (gamechangers) düşündüğümde araştırma ihtiyacı duydum. Bir çok araştırma ve makale inceledikten sonra neresinden bakarsam bakayım hala ve yine anneleri listenin birincisi olmaktan men edemedim!!!
Çünkü annelerimiz, Nietzsche’ nin tespit ettiği gibi annem de tüm insanlarda oynamayı isteyen bir çocuğun gizli olduğunu farkında ve bu gizli gücü herzaman bir araç olarak kullanmayı başaran iyi bir oyuncu ve hatta oyun değiştiricidir.

GAMIFICATION ?
Oyunlaştırma (gamification) kavramı ilk olarak 2003 yılında Nick Pelling tarafından ele alınmış ve 2010- 2013 yılları arasında çok talep edilen bir iş tasarımı haline dönüşmüştür. Eğitim, işletme, marka stratejileri, spor ve sağlık gibi bir çok alanda uygulanmıştır. Deloitte tarafından yürütülen bir araştırma sonucuna göre 2025 yılında global iş gücünün % 75′ inin oyunlaştırmayı kullanması beklenmektedir ki günümüzde işe alım, oryantasyon gibi süreçlerde kullanılmaya başlanmıştır.

“Oyun oynamak için plastik kartlardan 100 bin kişilik stadyumlara kadar sınırsız sayıda oyuncak kullanıyoruz.” Yuval Noah Harari
Eğitim esnasında katılımcılar oyun oynarken istenen bilgiyi öğreniyor ya da istenen beceriyi elde edebiliyorsa oyunlaştırmanın eğitimde kullanılmasından söz edilebilir. Sek Sek oynatılarak kazananlara birer ödül verildiğinde sadece oyun oynatılmıştır. Sek sek oyunu, çift ve tek sayıları öğrenme hedefi ile oynatılırsa bu oyun tabanlı öğrenmedir.
En can alıcı örneklerden biri de “Ödev Müfettişi” : 10 puanlık bir haftalık ödevi geç getiren öğrenciden her geçen gün için 1 puan kesileceği şartı getirilirse öğrenciler erken getirme motivasyonuna sahip olmaya başlayacağından bu durum oyunlaştırma olarak ifade edilebilir. Süreçte bir oyun olmadığı halde oyun oynama duygusu gelişmektedir. Bu da hayattaki problemler çözümünde ya da hedefler gerçekleştirilmesinde kullanıldığında oyunlaştırma adı verilir(Arkün Kocadere & Samur;2016:398-399). Oyunlaştırmada gerçek bir oyun yoktur.

Oyuncu Türleri
Oyunlaştırma her ne kadar süreçlere odaklansa da oyuncu tiplerine uygun faktörlerin göz ardı edilmemesi amacı ile 1996′ lı yıllardan bu yana başaranlar (achivers), sosyalleşenler (socializers),sosyalleşenler (socializers) ve katiller (killers) şeklinde sınıflandırmaların yanı sıra, güçlü, sosyal, serbest, pasif, tesadüfi ve geçicic oyuncular gibi bir çok sınıflandırma yapıldığı görülmektedir.
Türkiye de ise oyuncuların başarı, sosyalleşmek ve zaman geçirmek şeklinde üç farklı amaç ile oyun oynadığı tespit edilmiştir (Doğan, Burmabıyık ve Şahin, 2017).
Sanırım ben sadece oyuncuyum çünkü hayatımda oyunbozan, oyun değiştiren ve oyunlaştırmalarla beni yetiştiren bir annem var:) Hepimiz için de düşündüğünüzde böyle değil mi?
“En iyi oynadığınız oyun oynadığınızı fark etmediğiniz oyundur.” John Katzenbach
Biraz daha fazlası için
KAYNAKÇA :
Akkoyunlu, A. Şişman (Edt). Eğitim Teknolojileri Okumaları 2017 (s.276-289). Sakarya: Sakarya Üniversitesi Yayınları.
Arkün Kocadere, S., & Samur, Y. (2016). Oyundan oyunlaştırmaya.
Doğan, E., Burmabıyık, A., & Şahin, Y. L. (2017). Öğretim süreçlerinin tasarımı bağlamında oyuncu türleri. H. F. Odabaşı, B.
Werbach, K. (2016). Gamification. Class Lecture, Topic:“Gamification Design Framework” Coursera.
Yılmaz, E. A. (2015). Oyunlaştırma. İstanbul; Abaküs
